Her ajansa lazım: Sözcüklerle Dansedenler

BU KİTAPTA BİR TARİH YATIYOR

“Ne tarihi mi? Dille, sözcüklerle, imgelerle, metaforlarla bir sihirbaz gibi oynayan, bizleri kimi zaman duygu, kimi zaman mantık dünyamızda içsel yolculuklara çıkaran düş gezginlerinin bilinmeyen tarihi.

Onlar hem şair hem reklamcı (ya da hem reklamcı hem şair)… Onlar sözcüklerin, imgelerin, duyguların şövalyeleri… Onlar düşünce ustaları… Dil simyacıları… Sevgili Haluk Mesci’nin deyişiyle ‘sözcükleri, hatta gerektiğinde harfleri, noktalan, virgülleri kuyumcu veya simyacı gibi tartarak bir nakış gibi işleyen; ortalıkta bir veba gibi gezen SMS ve chat Türkçesinin (!) çirkinliğine şamar indiricesine dilimizin güzelliğini konuşturan sadık Türkçe dostları…’ ”

Böyle bir kitap, her şeyden önce, içinde yer alan isimlere yönelik bir saygı sunumu olacaktı. Ayrıca, 60’lı yıllardan bugüne dek olan süreye ışık tutan bir tarihsel tanık, bir belge niteliğini de taşıyacaktı. Dahası, kitapta yer alan yaratıcıların reklam/şiir ilişkisine ve her iki alandaki yaratıcılık olgusuna bakışlarını içeren akademik bir çalışma işlevi de görecekti. Belirttiğim düşüncelerden hareketle bu projeyi hayata geçirmeye karar verdim.”

Gürkal AYLAN

“(…) Biz yalnızca şunu yaptık: Baskıya verilmesine çeyrek kala durumundaki bir kitabı, hazırlayanının koyduğu ölçütler çerçevesinde, ‘hitamına erdirme’ye çalıştık; bütün ‘çalışkanlık’ımız bu ‘sınırlı editörlük’ten ibarettir. (…)

Değerli Gürkal Aylan, bilirsiniz, unutmak zordur, hatta imkânsızdır. Böyle diyerek selamlıyoruz sizi. Şimdilik bu dansı bitirmenin, tahmini bir vasiyeti tamamlamanın mutluluğuyla… ”

Oğuzhan Akay – Sina Akyol


Yorum bırakın