İlkokul vakitlerinde “bilmece bulmaca dil üstünde kaydırmaca”ları epey severdim. Çocuklar için hazırlanmış dergilerin olmazsa olmazı, tabii ki bilmecelerdi. Annemi ve babamı sorduğum zor (?) bilmecelerle sıkıştırmak (hevesim kaçmasın diye yanlış cevap verdiklerini büyüyünce anladım) hoşuma gidiyordu. Dünya hızla kirlenirken ben de büyüyordum. Esasında son kullan-ıl-ma tarihime yaklaşıyordum. Bir ara adaşım, Adnan Ersan’ın “soğuk” bilmeceleri derlediği bir kitapla haşır neşirdim. Bir fil ağacın arkasına saklanırsa ne olur, deyip sabırsızlık içinde bilmeceyi sorduğum kişinin gözbebeklerini sağa sola çevirmesini izlerdim. Sıklıkla; ne bileyim, n’olur, cevabı alırdım. “Tarzan, ölmeden önce ne demiştir?” de gözde bilmecemdi.
Bu Kırık Potkal’da da birkaç bilmece sordum. Geçmişin alışkanlıkları hâlâ peşimde zannederim. Giriş-gelişme-sonuç dairesinde seyreder bir erkeğin bilmece merakı. Hatta, ara evre “gelişme” yaşanmaz bile! İlkokulda saf, mâsum bilmeceler, libidinal lavların ayyuka çıktığı dönemlerde ise çoğunlukla cinsellik dozu yüksek bilmeceler… Erkek denilen yaratığın cinsellikle olan yaman ilişkisi, çelişkisi bizim gibi ataerkil toplumlarda kolay kolay bitmez, bitemez. Ense kulak yerinde, kerli ferli (“kelli felli” de kabul) pek çok erkeğin, “Kıllı ağzını açtı, çıplak içine kaçtı, bil bakalım bu ne?” dedikten sonra, pis pis sırıtıp sorduğu bilmecenin cevabını almak için tecavüzcü Coşkun kabilinden yerinde duramadığına şahit olmuşluğum vardır. Gözleri oynar, dudakları kıvrılır, mânâlı mânâlı bakar. Bilmeceye muhatap olan “baaayan”lar da varsa etrafında, keyfine diyecek yoktur! Kızaran bozaran kadınların, gözlerini kaçırmalarından iyice tahrik olur. Diker gözlerini… Erkek arkadaşları da, n’aptın sen ya, dercesine yüzüne bakar bilmece sahibinin. Bir dakika geçer geçmez, ortam gerilir ve… “Çorap yahu, çorap” cevabıyla, herkesin ne kadar “kötü niyet”li olduğuna dair dokundurmalarla, göndermelerle eğlenmeye çalışır bilmece sahibimiz. Her erkeğin bacağının kıldan görünmez olduğu ön kabulüne karşı sesiniz çıkamayacaktır nasılsa! Her Türk erkeği kıllı doğar ve her şey vatan içindir!
Hap bilgiler çağındayız. İki tık tık, bak Google’a, bak Wikipedia’ya olsun bitsin! Yok öyle yağma! Benim sorduğum bilmecelerin cevabı Cahillikler Kitabı serilerinde yok. İçimizdeki Balık’ı düşünmeyin bile! Bir parça, “Top On” (“tapon” diye de okuyabilirsiniz) kitap listelerinin dışına çıkmanız yeter. Okumanın hazzına ermişler, okumanın, o halvet ânının zevk dolu dakikalarında sörf yapanlar… Okuduğum kitaplardan derlemeye çalıştığım bir parça edebî, “entel dantel” bilmeceler işte… Adım Hıdır, elimden gelen budur!
Buyrunuz: Bir çeşit “metinlerarasılık” deryası roman olarak değerlendirilebilecek PKA’da (meraklısı için; “şıp diye”) geçen “Zagon Üzerine Öttürme” adlı kitabın asıl ismi nedir, yazarı kimdir?
23 Eki 2010 at 8:21 AM
Sevgili Adnan,
Sorunun cevabı:”Descartes’ın Metot üzerine konuşma” isimli eseri.
Esen Kal.
25 Eki 2010 at 6:23 AM
Sevgili Mert Ulus,
İlginiz, katkınız ve tabii ki doğru cevabınız için teşekkür ederim.
Soru/m pek de zor değilmiş galiba.