17 Nisan 2011’de, Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda oynanan Fenerbahçe-Gaziantepspor karşılaşmasının 47. dakikasında, Lugano’nun çimlerde yüzükoyun yatan Gaziantep’in Brezilyalı oyuncusu Wagner’in sol ayağına bile bile bastığı ânın yavaşlatılmış karelerini görünce, istemeye istemeye bir “futbol yazısı” yazmaya karar verdim.
Gazi Mustafa Kemal’in, hemen hemen her spor tesisinde bulunan “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” vecizesi, Fenerbahçe’nin Dereağzı tesislerinde de yer almaktadır. Birileri Lugano adlı sporcuyu (?!) kolundan tuttuğu gibi, Fenerbahçe’nin Dereağzı tesislerine götürmeli ve Gazi Mustafa Kemal’in bu sözünün barındırdığı anlamı iyice, kafasına vura vura anlatmalı kendisine.
Ersin Düzen ile Sergen Yalçın’ın tekrar tekrar ekrana getirilen bu pozisyona dair yorumları, şampiyonluk yarışındaki FB taraftarlarını kızdırmamalı. Diego Alfredo Lugano Moreno’nun, ekmeğini futboldan çıkaran meslektaşının futbol hayatını karartabilecek bu vahşi (söylemekten çekinmeyelim), bu ahlaksız, bu spor ahlakına sığmayan eylemini görünce 1984’ün babası George Orwell’ın sözlerini hatırladım: “Dünyada zaten yeterince gerçek çatışma nedeni var: Genç insanları çılgına dönmüş seyircilerin ulumaları arasında birbirlerinin dizlerine tekme atmaya teşvik ederek bunları daha da artırmaya hiç ihtiyacımız yok.”
Maçın hakemi Hüseyin Göçek, gözleri önünde cereyan eden bu insanlık dışı eylemi layıkıyla cezalandıramamasının hesabını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde bile veremeyecektir muhtemelen. Maçın hakemi, Lugano’ya gösterdiği sarı kartı cebine koyarken, spor ahlakının yüzü kızarıyordu…
“Sporun Balzac”ı İslam Çupi, Fenerbahçeli Lugano’nun müteaddit kereler spor ahlakıyla ve sporcu centilmenliğiyle bağdaşmayan hareketlerine şahit olsaydı ne yazardı acaba o eşsiz, o leziz üslubuyla?..
Yorum bırakın