Mika Häkkinen der ki; arkadaşım değildir “yakînen”!

Ara sıra bazı kelimelerin doğru yazımını sorma gereği duyulur da “dahili”me uzanır parmaklar. Bir gel keyfim gel kürüdür bu yayvan oturma gruplarında en bi’ bireysel… Bir telefon kadar yakın olurum. “Yakînen” bilinir miyim bunu bilemem. “Giriş”imizi yaptık, şimdi gelelim sadede… Öyle yazmıştı Asuman Kafaoğlu Büke…

“Birbirinin yerine geçen” kelimelerin, hatta “aynılaşan” kelimelerin en ünlüsü, en görkemlisi “yakînen” kelimesidir. Arapça kökenli “yakînen” kelimesi “sağlam olarak, iyice bilmek” anlamındadır.

“Yakînen bilirim”in anlamı aşikârdır. “Uzak”ın karşıtı “yakın” kelimesiyle “mix” edilmesi neticesinde “yakînen mi abi” sorusuyla burun buruna geldim pek çok kez. Mika Häkkinen der ki; arkadaşım değildir “yakînen”! “Yakından tanırım/bilirim”e meyledilmiştir ipil ipil.

“Ayn’el yakîyn” ise tasavvufî bir terkiptir. Kalp gözüyle sağlam görüşü işaret eder. “Ayna”, “ayine” hep “ayn”dan anya manya kumpanya, bir şişe şampanyaya evrilmiştir. “Hamili kart yakînimdir”deki anlam, söz konusu kişiyi “iyice bilirim, tanırım” anlamı taşır.

“Yakından”a dönüşmüş, “aynılaşmış”tır “yakîn”… “Yakın bir yerden, yakın olarak, çok dikkatli, titiz bir biçimde”; bir kişiyi bütün özellikleriyle tanımak… “Akıl var, yakın var”daki anlam geçişmesi/göçüşmesi/çökertmesi (Bakmayınız: Ali Kırca) “durumun böyle olduğu ortada, akıl ve mantık bunu gerektiriyor anlamını da dikkate alırsak, “yakîn” ile “yakın” epey yakın komşu olup çıkmıştır diyebiliriz.

“Dahili”me uzanan parmaklarınız dert yüzü görmeye…

Not: “Dahili”me ulaşamayan parmaklar için mesaj bırakma hürriyetinizi kullanabileceğinizi hatırlatmama gerek yok değil mi?


Yorum bırakın