Kristal Elma, Türkçe Bahaneleri No: 16

Birkaç gün önce elektronik posta kutuma Kristal Elma’nın bu güzide “iletişim çalışması” düşünce, Koca Ragıp Paşa’nın o meşhur sözü de benim içime düştü.

Miyān-i güft ü gūda bed-meniş iham eder kubhun
Şecā’at arzederken merd kıbtî sirkatin söyler

Koca Ragıp Paşa’nın kimilerince “ayrımcılık” yaptığı için eleştirilen, yerden yere vurulan bu meşhur sözünü “Mert çingene hırsızlığıyla övünür.” diye kısaca söylemek mümkün. Bu Twitter, Facebook ahalisi içindi. Hamuru bozuk, kötü huylu biri farkında olmadan ahlaksızlığını, kötülüğünü açık eder. Tıpkı mert çingenenin cesaretini, yürekli oluşunu anlatmak isterken hırsızlıklarını söylediği gibi. Bu da okumaya geniş mi geniş vakit ayıranlar içindi.

Al gülüm, ver gülüm tahterevallisindeki Kristal Elma şekerlemelerinde, “Molyer”in (rahmetli İlhan Selçuk da “Vaşington” yazardı) Scapin’in Dolapları pek gözde diye söylenegeliyor mu sanki reklam sektöründe? Elin ağzı torba değil, büzülemiyor. Geçelim. Kristal Elma toto oynayasım var ama yazasım yok. Tıpkı “rakımız var, içesim yok” gibi!

“Her sene aynı şey kardeşim; jüride adamın olmadan, olmuyor.” yazanlar, “Hayattan rengi alın, geri neyi kalır ki” yazanlarla ve bu kabız ifadeye gıkını çıkarmayanlarla aynı kaba defihâcet eylemektedirler. Türkçemiz ikilemeler bakımından cennettir. Tabii ki güle oynaya kullanmasını bilene… İkilemeleri, deyimleri adamakıllı kullanamayan reklam yazarları, “yaratıcılık” illetinden, neon ışıklı fiyakasından yakasını bir an evvel sıyırıp işlerini ciddiye almalılar vakit geçirmeden. Kim ne derse desin, bu böyle. Hatta Reşit İmrahor eşittir Mustafa Irgat, Ahmet Güntan ve İzzet Yasar! O kadar öyle! Konudan uzaklar için: “Yaşar” değil, “Yasar”.

Söz konusu ifade şöyle yazılabilirdi: “Her sene aynı şey kardeşim, jüride adamın olmayınca olmuyor.” Nispeten daha az rahatsız edici bir ifade. Ne var ki, asıl gollük pas “Ayşe Bali Başkanlığı’nda” terkibinde. “Terkip” kelimesini hayatlarında ilk kez duyanlar “ucube” ile “garabet”i kullanmakta hürdür. “Ayşe Bali Başkanlığı” isimli bir müessese mi varmış Kristal Elma bünyesinde? Vay benim köse sakalım! Top doksanda sayın okurlar, her ne kadar bu kanlı, irinli cangılın cangıl cungul dünyasında “Sarbi” olsak da…

Kristal Elma’nın tarihçesinde, “kristal-elma-ok” üçlüsünün “kristal”inin imledikleri “Kristal; temizliği, saydamlığı, netliği simgeliyor. Gerek mesajınız, gerekse onu taşıyan ortam bu temizlikte, bu netlikte ve bu saydamlıkta olmalı…” diye yazıya dökülmüş ama “Ayşe Bali başkanlığında” yazamayan bir organizasyonun attığı ok, dünya kadar elmaya isabet etse ne yazar!

Gökten üç çürük elma düşmüş! Biri Kristal Elma’nın, biri yaratıcı reklam yazarlarının, biri de Türkçenin başına…


Yorum bırakın