Gün batmış o mâhtan eser yok
Bin peyk gelir fakat haber yok
Lüsyen Hanım’ın biriciği Abdülhak Hâmit Tarhan böyle buyurur. Farsça bir kelimedir “peyk”. Haberci demektir. “Peyk-i felek”ten (“göklerin habercisi”) “uydu”ya sağlam bir geçiş yapılmıştır. Birine bağlı bulunandır (kişi/devlet/müessese) “peyk”.
“Soğuk sandeviç” jenerasyonu, Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’ne bağlı ülkelere “peyk” adı verildiğini işitmemişlerdir muhtemelen. Bu kelimeyi şimdilerde hatırlayan da “peyk” kalmadı maalesef. Zaten güzelim Türkçemiz “Öz Türkçeciler”in azimli çalışmalarıyla unutulmuş, unutturulmuş kelimeler mezarlığına dönüştürüldü. Oysa “radyo” da Türkçeydi, “imkân” da… Olanaklı, olasılıklı, yanıtlı, kanıtlı Türkçede diretmek anlamsızdı. Bunu anlayamadık. Haybeye inatlaştık.
“Peyk” dedim de… 1989’da CCCP kısaltmasının formalarına işlendiği efsanevî Sovyetler Birliği Basketbol Takımı’nın Arvydas Sabonis, Alexander Volkov, Šarūnas Marčiulionis, Valdemaras Chomičius, Valery Tikhonenko beşlisi aklıma düşüverdi. Rakiplerini ezip geçiyorlardı. Ne “glasnost” ne “perestroyka”… Yoktu ortalıkta. Ertan Yüce vardı sadece. Genizden gelen hırıltılı ses tonuyla anlatırdı basketbol maçlarını. “Hukşat”larla, “cemşat”larla coştukça coşardı bir nesil! Sahi, Ertan Yüce nerededir? Bu arada Güneş Tecelli, nerede tecelli ediyor acep şimdilerde?
2M’lik bir Migros’un girişinde, “Dünya’nın En Uzun İnsanı Sultan KÖSEN” sözünün yer aldığı dev bir “cut out”la burun buruna geldim de… Zaman içinde yolculuk yapmak güzel şey Mr. Epping!
Söz konusu işin yaratıcıları için: Dünya’nın uydusu aydır. Dünyanın en uzun insanı da 2,51’lik boyuyla Sultan Kösen’dir.
Yorum bırakın