Reklam meklam: Canım KOBİ’m, sen işine bak, ben hallederim Türkçeyi!

Ne zaman böyle hazin ifadeler görsem, “rasyoneli müşteriye açıklanmış” ama pratikte mesajı tüketiciye geçiremeyen bir ilanın polemiğinde dile getirdiğim “reklamcılık yengen” sözümü hatırlarım. Gerçekten çok üzücü. Başı ayrı telden çalıyor, kıçı ayrı telden… Neymiş, bana mı kalmışmış ahkâm kesmek! İclal Aydın mı, Ayşe Özyılmazel mi yazacak bunları? Laf işte! Marketing Türkiye de MediaCat de ayrı bir âlem zaten!

Konuştuğu dili yazıya dökemeyenler, “iletişim çalışması” adı altında hem hak etmedikleri parayı ceplerine indirecekler hem yanlışları afişe edildiğinde kıyamet koparacaklar! Ne âlâ memleket! Yok öyle yağma! Bunu sadece bu iş için söylemiyorum, iyice bilinsin. Reklamcıyım, reklam yazarıyım, kreatifim diye zart zurt eden Türkçe fakirlerinedir sözüm!

Sonra da gelsin “offer”lar, gelsin “ebat uyarlamaları”, gelsin “iletişim çalışmamıza bu mesajla devam ediyor olacağız”lar… Bir sürü ipe sapa gelmez, içi boş, fiyakalı “isterler”, “yapalım”lar… Ah, Eli Acıman! Ah, Seyhan Erözçelik! Ah, Hulki Aktunç! Ortalık iki lafı bir araya getiremeyen kifayetsiz muhterislerden geçilmez oldu. Geçilmez de! Sen gidip  iki “özne”yi bir “yüklem”e bağlarsan böyle sakat bir cümleye amatörün de amatörü bir ebelik yaparsın işte! Yazık.


Yorum bırakın