Hece’nin ilkeleri

Hafta sonu Kabalcı’daydım. Kitap rafları arasında gezindim ağır ağır. Aklımı çelenlerin kapaklarını fotoğrafladım. Birkaç dergi satın aldım. Biri ebat değişikliğine gidip iyice Bütün Dünya’ya benzeyen Ayraç, diğeri de Ömer Aksay’ın upuzuuun şiirlerinin yer aldığı Hece.

Hece’nin bu ayki kapak konusu “Yazarlar ve Klâsikleri”. Melih Cevdet Anday’ın fi tarihinde melaen söylediği “Türkiye’de klasik yoktur”unu hatırladım. Sağ/İslamî cenahın münevverleri kendi klasiklerini anlatmışlar. Dergide “Genç Şair: Ne Onunla Ne De Onsuz” söyleşisi de okunabilir. Otuz beş yaş sınırı koyan kitap-lık var değil mi edebiyat dünyamızda? Yeni yetme şair, genç şair, orta yaşlı şair, yaşlı şair, kart papaz şair, gözü toprağa bakan şair… Allah şiiri ve şairi kompartımanlara ayırma hastalarından korusun!

Hepsini bir kenara koyup ne zamandan beri değinmek istediğim bir noktayı belirteyim. Derginin künyesinin dibinde “Gelen yazılar yayınlansa da yayınlanmasa da geri verilmez. İlkelerimize uymayan ilânlar alınmaz.” yazıyor. O “ilkeler”in içeriğine dair pek çok spekülatif fikir ileri sürülebilir. Bu dipnotu okuyunca kitap-lık’ın “yaş sınırı” ilkesini hatırladım ister istemez.

Elif Kavakçı’nın ilanı “kabul” edilip Zeki Başeskioğlu’nunki “red” mi olunacak? Bu değil ise nedir? O ilkeler acaba nasıl derlenir? Ömer Aksay’ın bu muğlak (sic) ilkelere dair upuzuuun (kısa da olur) bir şiir yazmasını isterdim doğrusu. Unutmadan… Hece’nin “özel sayı”larını kaçırmam, o ayrı mesele.


Yorum bırakın