Sünnet çocuklarına pompalı veya kartuşlu dolma kalem-tükenmez kalem takımı veriliyor mu hâlâ? Oyun konsolları ile tablet “pisi”ler mi ele geçirdi çocukluğun o buğulu dünyasını yoksa? Sünnet törenime katılan arkadaşlarımın isimlerini hayal meyal hatırlıyorum: Hakan, Ünal, Cüneyt, Esra… Mahalle arkadaşlarımın hepsi gelememişti Üsküdar’daki sünnet törenime. İsimlerini anayım yıllar sonra: Adil, Bilge, İrfan, Oğuz ve bir damperli kamyonun dev gibi tekerleklerinde hayatını kaybeden, üç tekerlekli bisikletlerimizle mahallemizde tur attığım Tuncay.
“Bugün doğan çocuklara isimler” olurdu gazetelerde, duvar takvimlerinin yapraklarında eski vakitlerde. İşim gereği çocukların, gençlerin mekânlarına yakın durmaya gayret ederim. Hayır, tabii ki uyuşturucu falan satmıyorum! Gönüllü kölesiyiz Türkçenin, o bakımdan…
Çocukların, çocukluktan ergenliğe adım atmak için acele eden küçük insanların hitaplarına kulak kabartıyorum da… Aileler isim koymak için akla karayı seçerler ya doğum öncesi… Boşa çaba! Erkek ismi “Kanka”, kız ismi de “Kanki” olmuş! Birbirlerine isimleriyle seslenen bir çocuk/genç görsem gidip alnından öpeceğim! “Kanka”, “panpa”, “hacı”… Dinî hassasiyetler düşünülerek konulmuş isimler de, “trendy” isimler de çocukların ve gençlerin dudaklarının arasından çıkarken “hacı”ya, “kanka”ya, “panpa”ya veya “kanki”ye dönüşüyor.
Efendim, Nur Cennet “büyük jüri”ye “sen” diye mi hitap etmiş? Pekâlâ… “Nerden? Evli miyiz?”
Yorum bırakın