Vatan’dan 1 reklam: “Livaneli’nin romanı 1 numara!”

Bilmem hatırlar mısınız, bir vakitler (’80’ler, hani şimdi dizisi de var) televizyonda “Benim televizyonum ay ti ti şaup lorenz” sözleriyle belleklere yer eden “naif” bir TV reklamı vardı. Rengârenk “tayt”lar içindeki kızlı erkekli grup “neden, niçin, neden, niçin” diyerek oradan oraya seyirtirdi ve finalde de evin beyi (Hababam Sınıfı Tatilde filminden hatırlarsınız belki. Avni Yalçın öğretmen rolündedir ve bizimkiler, sınıflarındaki kız öğrencilere Avni Yalçın’ın bir üst sınıfın öğrencisi kıtırını atıp olacakları seyre dalarlar. Kızlar da Avni öğretmenin bıyığına asılırlar ya… Hah, işte o Avni Yalçın oturduğu koltuğun koluna “tak, tak, tak” vururdu.) oturduğu koltuktan başını biz seyircilere çevirir ve… Sonraları Bilge Zobu da yer almıştı reklamlarda hafızam bana oyun oynamıyorsa. Ona da “Benim televizyonum iyidir.” dedirtmişti reklamcılarımız.

Livaneli roman_KPVatan gazetesinde tesadüf ettiğim bir haber dolayısıyla ta seksenli yıllara gidiverdim. Vatan‘ın yönetici kadrosu da “benim yazarım iyidir” diyerek şeytan kulağına kurşun hâlet-i ruhiyesi içinde ceviz masalarına tak tak taklıyorlardır muhtemelen. Vatan gazetesinin bünyesindeki yazarını göklere çıkarmasını bir kenara koyup “haber” metninin son satırına dikkatinizi çekmek istiyorum. 

“İle”nin bağlaç vazifesinden çıkıp da nasıl “edat” haline dönüştüğünü görelim ki ilkokuldaki kardeşlerimiz “bağlaç”-“edat” farkını iyice bellesinler. Vatan gazetesi ve bilumum gazete Türkçenin anasını bellerken bizim de belleme noktasında Vatan‘a millete bir faydamız “dokansın” hiç değilse!

“Nefes kesen bir roman” (Koş vatandaş koş!) alt başlığının son satırını okuduğunuzda bu romanı kıraat ederken nefesleri kesilen okurlar, “kuşkuyla” (yani “kuşku içinde”) “kesinliğin” sınırlarında dolaşıyormuş! Vay ki vay vay! Oysa anlatılmak istenen bambaşka bir şey, sevgili öğrenci kardeşlerim. Bu cümlede anlatılmak istenen şu: Okurlar, “kuşku ile kesinliğin” sınırlarında dolaşıyor. İki temel unsur var. Biri “kuşku”, diğeri de “kesinlik” sevgili çocuklar. “İle” bu cümlede bağlaç vazifesi görmesi gerekirken “edat” olmuş. Haliyle bu da anlamı değiştirmiş. Tamam çocuklar, teneffüse çıkabilirsiniz.


Yorum bırakın