Monthly Archives: Ekim 2013

Çok nazüksünüz efenim.

Aküpünktür


Neyine gerek İngilizce, yazsana mis gibi Türkçe!

Çikın_KP


Bıkmak yok: Türkçede “&” imi yoktur!

KP_And

Tamam, herkes şu “&” iminin Türkçede yeri olmadığını biliyor ama tatbik eden çok az maalesef. Çok “interneyşınıl”ınız ya! Sevsinler sizi! Bütün bunların dışında, az çok Türkçe duygusu olanların gıcık olduğu “içerisinde”ye şöyle bir teğet geçeyim.

Uzun yazı okumayı sevmeyen bir nesli fazla tutmayayım ekran başında. Şudur: Zaman bağlamlı ifadelerde, cümlelerde “içinde” kullanmaya lütfen özen gösteriniz. Keyfiyet budur.


Bir yanlış, bir de doğru!

Bir doğru (mamul), bir yanlışı (mamül) götürür mü?

KP_Mamül


Reklam meklam: İyice cıvıttılar!

Bİ’ GET ORADAN!

C&A_KP


Reklam meklam, Cola mola, Nutella mutella, esinlenme mesinlenme, çalıp çırpma vs.

2011 senesinde Avustralya’da başlamış, Coca-Cola’nın “Share a Coke” kampanyası. Neymiş, tüketiciler birbirlerine daha çok yakınlaşacakmış ve “Coca-Cola içerek birlikte keyifli zaman geçirmeleri” sağlanma amacı güdülecekmiş. Her ülkeye uyarlanan bu “kişiye özel isim” kampanyasını hiç çekici bulmadım. Bu benim fikrim. Çoluk çocuklar marketleri, bakkalları hallaç pamuğu gibi atacaklardır, isimlerinin yazılı olduğu şişeyi bulabilmek için. Hepsi bu.

Nutella
Esinlenmenin (?) tavan yaptığı reklam sektöründe, “Snickers”ın reklamındaki “tüylü bamya” (reklamcılar çok sever bu kelimeyi) konseptini olduğu gibi alıp “Nescafe 3ü1 Arada”ya adapte etmekten utanmamak nasıl bir ruh durumuna işaret ediyor acaba?

Bu “esinlenme” ortada lök gibi dururken, şimdi de Nutella’nın “yaratıcı” ajansı “Nutella’dan çok özel bir teşekkür” kampanyasıyla ne yapmış dersiniz? Kırk yıl düşünseniz aklınıza gelmez! Nutella kavanozlarına “mehmet”, “hasan”, “ibrahim”, “bora” vb. isimleri yazmış! İlk harfleri siyah elbette! Hazırlayın mendillerinizi, detaylara verilen önem göz yaşartıcı gerçekten!

isme-ozel-coca-cola

Büyük olasılıkla önce Coca-Cola akıl etti ürüne tüketici isimlerini yazma teranesini. Nutella n’aptı peki? O da e-sin-len-di… Sizleri bilemem ama ben utanç duyuyorum bu kabil “yaratıcılıktan”!


Reklam meklam: Mukayese in love!

Gurme_KP

Soru şu: Neye göre “iki kata kadar daha uzun süre”? Mukayese kelimesini işitmediniz mi? Sinéad O’Connor’ın Nothing Compares to You‘sunu biliyorsunuzdur ama değil mi? “Comparison” sözcüğünü de biliyorsunuzdur. Hah, işte ona “mukayese” diyoruz. Hatta, ana babalara öğüt verirken pedagoglar, “çocuğunuzu arkadaşlarıyla kıyaslamayın” da derler. Bir “şey” ile başka bir “şey”i mukayese ederken “iki kata kadar” kalıbını kullanmak gerekir. “İyi hissediyorum” da diyorsunuzdur Allah bilir! Kabahat sizde değil, o berbat “dublaj Türkçesi” mahvetti bünyenizi. Sadece Kürk Mantolu Madonna ile sınırlamayın kendinizi. Muzaffer Buyrukçu okumuş muydunuz? Okuyunuz.


Kelin merhemi…

Apostrofu kullanamayan Anafen’le merkezî yazılılar çok kolay olacağa benzemiyor.

Anafenle_KP


Reklam meklam: Pipesan!

“Maksimum” yerine “yüksek”, “minimum” yerine “düşük” yaz(dır)saydınız, inanın ki kıyamet kopmazdı.

KP_Maksimum Borusan


Q klavye olsa anlayacağım da…

İçaret_KP