2011 senesinde Avustralya’da başlamış, Coca-Cola’nın “Share a Coke” kampanyası. Neymiş, tüketiciler birbirlerine daha çok yakınlaşacakmış ve “Coca-Cola içerek birlikte keyifli zaman geçirmeleri” sağlanma amacı güdülecekmiş. Her ülkeye uyarlanan bu “kişiye özel isim” kampanyasını hiç çekici bulmadım. Bu benim fikrim. Çoluk çocuklar marketleri, bakkalları hallaç pamuğu gibi atacaklardır, isimlerinin yazılı olduğu şişeyi bulabilmek için. Hepsi bu.

Esinlenmenin (?) tavan yaptığı reklam sektöründe, “Snickers”ın reklamındaki “tüylü bamya” (reklamcılar çok sever bu kelimeyi) konseptini olduğu gibi alıp “Nescafe 3ü1 Arada”ya adapte etmekten utanmamak nasıl bir ruh durumuna işaret ediyor acaba?
Bu “esinlenme” ortada lök gibi dururken, şimdi de Nutella’nın “yaratıcı” ajansı “Nutella’dan çok özel bir teşekkür” kampanyasıyla ne yapmış dersiniz? Kırk yıl düşünseniz aklınıza gelmez! Nutella kavanozlarına “mehmet”, “hasan”, “ibrahim”, “bora” vb. isimleri yazmış! İlk harfleri siyah elbette! Hazırlayın mendillerinizi, detaylara verilen önem göz yaşartıcı gerçekten!
Büyük olasılıkla önce Coca-Cola akıl etti ürüne tüketici isimlerini yazma teranesini. Nutella n’aptı peki? O da e-sin-len-di… Sizleri bilemem ama ben utanç duyuyorum bu kabil “yaratıcılıktan”!

Yorum bırakın