Öncelikle yatırım kararı alıp postu serdiğiniz memleketin dilini adam gibi yazmasını bilen bir reklam ajansıyla çalışma prensibini edinin, daha sonra kelime oyunlarına tevessül edersiniz!
“Burgerlarımız” nece yahu? “Börgır” okuyup Türkçe ek mi getiriyorsunuz? Ağzımı bozmamak için kendimi nasıl tuttuğumu bir ben, bir de Allah bilir. “Allah (CC)” yazdığımda, reklam sektöründen bir çalışan, bu hassasiyetime bakıp anlamadıktan sonra, “Abi, ‘karbon kopi’nin orada ne işi var, anlamadım.” demişti. Bu sektör böyle has bir sektör işte sevgili iletişim fakülteli arkadaşlarım, ayağınızı denk alın.
“Boğazı Geçiyor” ne peki? “Boğaz”, yani Avrupa’dan Asya’ya geçiş… Ona gönderme ama “Boğaz’ı” yazacak kafayı ara ki bulsun Aki Kaurismäki!
Şimdi “body”ye (bunu “body’e” diyen yazanlar aramızdalar > They Live) bakalım. “Boğaz’ı” geçme esprisi “body”de bütün zavallılığıyla ortaya çıkmış. Olmuş mu size “boğazı”! Bir de bizim millî yiyeceğimiz olduğunu düşündüğüm “hot doglarımız” var ki, işte tam bu noktada nirvanaya ulaşıyoruz millî birlik ve beraberlik içinde. A iki gözüm, “hot doglarımız” diye nasıl yazarsın? Hiç mi için, o tatlı beynin (kadayıfa evrildiğini zannediyorum bu organın) sızlamaz bu ucube sözü yazarken? Hiç mi Türkçe eğitimi almadın çocuğum? Sen kimsin, randevu versem benimle pide arası döner yer misin?
“Burgerlarımız”, metinde birdenbire “hamburgerlerimiz” oluvermiş niyeyse! Daha başlıkta, “börgırlarımız” diye okuyup “Burgerlarımız” yazıyordunuz, başınıza Smirnoff mu düştü, hayrola?
Boğazımı ağrıttınız vallahi, şu pespaye “billboard”unuzda kullanmaya çalışıp da elinize yüzünüze bulaştırdığınız Türkçe benzeri lisanınızla! Boğaz’da oturan halam ise hâlâ sizin gibilerden ümidi kesmeyeceğini söyleyip duruyor, ona haftada bir uğradığımda. Çengelköy’de ikamet ediyor kendisi. Onunla aynı fikirde olmayı ne çok isterdim oysa.
Hamburgerleriniz de bi’ matah olsa bari! İstinye Park’taki mekânınıza gidip ürünlerinizi “deneyimleyen” birkaç reklamcı arkadaşımın yalancısıyım. “Farkındalık” yaratıyormuş mekânınız. O kelimede ben bir “alık” gördüm ama herhalde dün gece kanepede üstüm açık uyumuş olacağım. Neyse. Parana yazık, gitmeye değmez merkezinde birleşti yorumlar. Kullandığınız Türkçe az buçuk ortanın üstünde olsaydı, belki bir müşteri “deneyimlemesiyle” şereflenecektiniz; fakat “bir”i küçümsemeyin, beni ve ardımdan sürüklediğim binlerce potansiyel müşteriyi daha baştan kaybettiniz. Yok yahu, endişeye mahal yok; şaka tabii. Ne binleri, yirmi bir kişi topu topu…
Haydi, hayırlı “hambörgır”lar olsun! Türkçe mi? Onun zaten dibi tutmuş, hot dog’larınızın içi hiç olmazsa iyi pişmiş olsun!

Yorum bırakın