Monthly Archives: Şubat 2015

N/A


Büyüksün Takvim-i Ragıp!

Uluğ Takvimi


Hava şartlarına istinaden, yeniden: İçimdeki Varşova!

Facebook ve benzeri platformlar üzerinden Salvatore Adamo’nun “Her Yerde Kar Var”ı kim bilir kaç kez paylaşılmıştır. Bu şarkının en çok da Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ye yakıştığını düşünürüm. Pikaptan yayılan cızırtı ise apayrı bir yazı konusudur elbette. Yeşilçam’ın en koyu melodramlarına rahmet okutan bir yapıya döndürülse de eli yüzü düzgün oyunculukları için seyrediyoruz işte ÖBGZK’yi. Her neyse.

Neredeyse bir haftadır İstanbul’un araç trafiğini mahveden beyaz örtüye savaş açan belediyenin dev kar küreyicilerinin üzerinde gördüğüm bir ibare var: Kış Çalışmaları. Bravo! İstanbul’un Avrupa yakasında (“Avrupa Yakası’nda” değil canlar!) şu anda (31 Ocak 2012, 15.55) enfes bir tipi var. Tippi Hedren ise yok. Bir ihtimal Minnesota’da.

Sert esen rüzgârla flört eden karın kirpiklerimi donduran soğuğuna aldırmadan caddeleri arşınlarken “Kış Çalışmaları”nı gördüm. Üstat Yahya Kemal’in Varşova’da elçiyken bizlere armağan ettiği “Kar Musikileri”ni mırıldandım içim yana yana… Şahlandı içimdeki Varşova!

KAR MUSİKİLERİ
Varşova, 1927

Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.

Bir kuytu manastırda dualar gibi gamlı,
Yüzlerce ağızdan korolar gibi devamlı,

Bir erganun âhengi yayılmakta derinden…
Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.

Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanburî Cemil Bey çalıyor eski plakta.

Birdenbire mes’udum işitmek hevesiyle,
Gönlüm dolu İstanbul’un en özlü sesiyle.

Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda bütün bir gece körfezdeyim artık!

Yahya Kemal

 


Yok öyle şey!

Metrobüse binip oturabilme mücadelesi vermeyen, bunu tecrübe etmeyen sosyoloğun ahkâm kesmesine tahammül gösteremem!


Bizet

“Ukde”yi, “uhde”yle karıştıranların köşe yazarlığı yaptığı bir memlekette hiçbir şeye şaşırmamamızı öğrettiler, Georges Bizet.


Avealı âşıklar bilir, yazım kılavuzu reglam acanslarında bir hiçtir!

Aşıklar

Avealı âşıklar arasında “aşık kemiği” ile “âşık” arasındaki farkı bilenlerin olduğunu ümit ediyorum.

Aşık kemiği10 numarayla gösterilen kısma “aşık kemiği” (talus) adı verildiğini Avealı âşıklara ve bu ilanı hazırlayanlara duyururum, ruma ruma rum!


Bir “f”den ne çıkar?

Afedersiniz

Kendilerini, “Batesmotelpro bir kreatif video prodüksiyon ekibidir. Online video üretmek amacıyla başta amatör olarak kurulmuş fakat zaman içerisinde gelişerek markalar için ürettiği ‘viral’ videolar sayesinde kendini profesyonel bir konuma getirmiştir.” cümleleriyle tanımlayan arkadaşlar,  “İyi müzik dinler, iyi insanlar olmaya çalışır. Her seferinde biraz daha iyi bir şeyler yapmanın peşindedir.” sözleriyle gönlümü aldı doğrusu.

“Bana Kitap Al” ve “Sütü Seven Kamyoncu”yla ilgi alanıma giren bu kafadarları, reklam sektörünün yazar takımı biraz hasetle biraz da “biz de bi’ yırtsak lan şunlar gibi” hissiyle takip ediyor görebildiğim kadarıyla. Panda için yaptıkları “Hazlı ve Öfkeli” videolarını seyrederken çenemin ağrıdığını not düşebilirim. Magnum’un “seks satar”ına okkalı, neşeli bir tokattı ortaya koydukları iş… “Post-production”daki bir senkron hatasını dahi görmezden gelmiştim.  Selin Şekerci’nin “taptahta”lı dondurmaya olan tutkusu defalarca seyredilebilir antrparantez.

Jolly Tur için yaptıkları “Cinnetten Bir Köşe”de gözüme takılan bir nokta oldu da… Çok affedersiniz ama “her seferinde daha iyi şeyler yapmanın peşinde” olan arkadaşlarımızın ellerinin altında şöyle muteber reklam ajanslarında kullanılan bir yazım kılavuzu olsa çok iyi olacak.