Monthly Archives: Kasım 2016

Efkâr’ım sığmaz içime!

efkar

“Arka Sokaklar”ın seyircilerinin teveccüh göstermediği “Familya”nın “düşünür”, feleğin çemberinin iç acılarını (yazım yanlışı yok) ta ruhunda demlemiş karakteri Efkâr’a hayat veren Neslihan Arslan, Edip Cansever’in unutulmaz dizelerindeki (Var mıydık? Belki… biraz) soru ekininin duvardaki panoda bitişik yazıldığını görseydi Efkâr gibi lafı yapıştırırdı eminim: Annem, sen ilkokula gitmeyip sağda solda Japon yapıştırıcısı mı sattın bakiim! Ne bu yapıştırma merakı, ha?

Diziciler tayfası, gelin hele yamacıma da bi’ şey diyeyim: “Familya”yı seyredin de dizi oyunculuğu neymiş bi’ görün, bakalım ondan sonra müsamere seviyesindeki “Arka Sokaklar”a bi’ daha bakabilecek misiniz!


Yang

yang

Rahmetli Cenk Koray Fırt’ta yazardı yıllaaar önce buna benzer “soğuk” esprileri ve bir dönem ben de bu soğuklukları alıntılayarak pek çok kişiye Sibirya iklimini iliklerine kadar hissettirirdim. Adamın evi yanmış odaları düz veya adamın penisi yokmuş, telefon etmek için sterlin bozdurmuş gibi… Vestel de “sosyal medya” ayağında buna benzer bir işe girişip genç nesle göz kırpmak istemiş ama harf düşürmeyi bilmeyen reklam/metin yazarı istihdamı sebebiyle bir çuval inciri, af buyrun, bok etmiş ve “n’olmuş” yazacaklarına “no’lmuş” gibi bir garabeti sokmuşlar iyice yamulan hayatlarımıza. İyi halt ettiniz ve bir an önce gidiniz!


Önce Türkçenin sağlığı, uykuya sonra bakarız!

uyku-sagligi

“Yataş Bedding” adı verildiği için mi Türkçeye böylesine yama muamelesi yapılıyor? Bir reklam/metin yazarı nasıl olur da bu kadar yerlerde sürünen cümleler kurabilir, havsalam almıyor! Önce derin bir üzüntü çörekleniyor içime, sonra sinirden tırnaklarımı yiyecek duruma geliyorum. Hatalar o kadar çıldırtıcı ki… Birini ben yazayım, diğerlerini az çok Türkçe bilgisi olan her çocuk görebilir zaten. “Yatmadan önce ağır yemek yemekten” yazamamışlar. Amerikancanın egemenliğinde “uykulu hissettiğinizde” de yazıyorlar! Yazık.


Bi’ öğrenemediniz gitti: Da… da… da… Kırmak da…

da-da


Bambaşka bir şarkı: I Will Survive / Bambaşka Biri


Film de eleştiririm, şarkı da söylerim! Türkçe mi? Amaaan boş ver!

Film eleştirmeni ve şarkıcı Ömür Gedik, “Ekşi Elmalar” hakkında yazmış. Yazısında “tek tırnak” kullanmasını elbette önemsemiyoruz. Mühim olan nasıl yazdığı değil, ne yazdığı diyerek noktalama işaretlerini kafamıza göre budayıp duruyoruz. Şu cümleye takıldım: “Dışarıya kız verilmediği, babanın sözünden asla ve kata çıkılmadığı, siyasetin genel yaşama hâkim olduğu Hakkâri’deyiz.”

asla-ve-kata

Kaçınca kata çıkılamıyormuş ki? Yahu, insan bir sözlük, kılavuz bulundurmaz mı sağında solunda? Çalakalem yazmak pek bi’ moda! Bir film eleştirmeninin “asla ve kat’a” yazmak için işini az da olsa ciddiye alması, “asla ve kat’a” yazmayı bilmiyorsa da “kat’iyen” yazacak kelime dağarcığının olması gerekiyor.


İki parmakla düşünürüm ben aga!

Sağ elin işaret ve orta parmağını şakağa dayamak da nedir Allah aşkına! Adaşların bu “pişti” pozuna gülmedim desem yalan olur. “Entellektüel” şahsiyetlere Unkapanı’na meşhur olmaya gelmiş türkücü pozu verdirtmek (Mrk. The Verdict) neyin nesi yahu!

iki-parmak-yerdoganiki-parmak_ylmz


Yamalı Poğaça iftiharla takdim eder: Ghazi Abdel Baki, Balah