Kullandığın rumuzunu (“Dibindeki”) doğru dürüst yazamayacaksın, “sol duyar” kasarken dibine dibine vuracaksın, Hıncal Uluç gibi “bakışı..” yazacaksın ve aklına gelen Nazım Hikmet’in dizelerini yalapşap yazıya geçirip “interaction” peşinde koşturacaksın…
“oda soluyor” ha?! “atıyor ..” ha?! Senin gibi hesapların bu Türkçe özensizliği, savrukluğu yüzünden her şey kardeşim… Senin yüzünden bu yazı dili tembelliğine iman ediyor Z kuşağının üyeleri, senin yüzünden…
Z kuşağı tâbir edilen neslin sıkça kullandığı bir söz var: “İçerisi şampiyonlar ligi gibi”. Kolpaçino filminden Türkçe deyimlere armağan! Tıpkı Avrupa Yakası dizisinden fırlayan “adamın dibi” gibi. Hoş, adamın dibi o adamın kıçı olsa da beis yok, meram anlaşılıyormuş, öyle diyorlar. Oysa mis gibi “adamın hası” var, hatta Bonanza‘nın “Hoss”ı var. Rahmetli İstemi Betil’in can verdiği, neyse, mevzu dağılmasın.
Biz fotoğrafa yakın plan girelim. Şu “kadro”ya bakın hele! Şampiyonlar Ligi halt etmiş! “Sanat Güneşi” bir yanda, diğer yanda TRT’de Yaşayan Şiirimiz ve klasik Türk müziği programlarını sunan, tertemiz Türkçesini hasretle yâd ettiğimiz bir pınar Tarık Gürcan ve kıymetli eşi, Yeşilçam güzellerini o harika dublajıyla belleklere kazıyan (Türkân Şoray’ın Sultan filmindeki sesini hatırlayın, ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Bulut Aras’ı da rahmetli Esen Günay ete kemiğe büründürmüştü, atlamamak gerekir.) Nevin Akkaya.
“Non dovete mai dimenticarlo: la critica letteraria non è una questione di vanteria. Né si tratta di dire ‘Io l’ho capito’ per libri che non ha capito nessuno. Non si tratta nemmeno di sminuire il lettore. Nel Novecento i critici hanno incensato opere che nessuno ha avuto il piacere di leggere, spingendo la letteratura a diventare incomprensibile, insipida, noiosa.”
Ah, bu revnaklı sesler… Ah, bu zarif insanlar… Tanıyabildiniz mi bu dublaj ustalarını? Çıkarabildiniz mi “Sultan” lakaplı hanımın oyunculuğunu ete kemiğe büründüren bu harika sesleri? Hiç işittiniz mi “Sultan”ımızın ününün yayılmasında büyük katkıları olan bu değerli insanlara gönderdiği saygılı selamlarını, minnet hislerini?
Biliyorum, çok yoğunsunuz, vaktiniz de yok… Daha bi’ sürü post atacaksınız filtresiz bira içerken filtreli uygulamalarla sosyal medyadaki hesaplarınıza… Yazayım: Solda, Çağrı (The Message) filminin anlatıcısı Tarık Gürcan ile 1952’de dünya evine giren zarif eşi Nevin Akkaya Hanımefendi yer alıyor. Sağda ise Maya sanat galerisinin sahibi, döneminin tiyatro eleştirileri yazılarıyla olduğu kadar “Fitne Fücur” takma adıyla kaleme aldığı dedikodu yazılarıyla da isminden söz ettiren, “Dublaj Kraliçesi“ olarak anılan, Lorel-Hardy’yi unutulmazlar arasına sokan dublaj canavarı Ferdi Tayfur’un kız kardeşi Adalet Cimcoz.