“Bünye değiştiriyoruz. Doğu’nun bol zamana, geniş mekâna, fatalizme göre ayarlanmış aheste salıntısından Batı’nın makina gibi tıkır tıkır işleyen ritmik dinamizmine aktarmanın içindeyiz, daha doğrusu başlangıcındayız, asıl civcivli noktasına gelmedik daha, eski zaman kalıntıları her tarafta yol kesiyor ve bizi eski zamanın âhengine geri tepiyor.
Asfaltta uçar daim biraz yürüyorsunuz, derken stop. Arnavut kaldırımı başlıyor. Sağda yıkıntı solda yapı. İğri büğrü taşlardan daracık bir yaya kaldırımı, hışım gibi gelen taşıtlardan şuraya canımı kurtarayım derken o beğenmediğiniz yaya kaldırımına inşaat malzemesi yüklü bir kamyon geliyor bindiriyor. Şurada boru patlamış, sel basmış, burada blok taşlar geçilmez, ötede işporta beride yolcu alan dolmuş. Nereye basıp yürüyeceğiz?”
Sinirlerimiz, Safiye Erol, 1962
Yorum bırakın