“N. Ç.”lere toplu tecavüzün Aref’esindeyiz!

13 Ekim 2010’daki “N. Ç. ile ‘aşkı memnunun sexs bölümleri’!” başlıklı yazımda şunları yazmıştım: “Gözünüz aydın kadın bedeninden arsızca nemalanan, acemice çekilmiş “sexs” sahnelerinden medet uman, reklam pastasının başında otağ kurmuş, sağındakini solundakini dirsekleyerek cukkasını doldurmak için her tür ahlakî değeri paramparça eden şanlı özel televizyon kanalları! Bu da oldu işte! Şu fakir, şu garip, şu kuş uçmaz kervan geçmez zavallı blog’um, “aşkı memnunun sexs bölümleri” yazanlarla doldu! (…) Beren Saat adlı ‘televizyon kahramanı’ kızın tecavüze uğrayan kız rolü kestiği derme çatma diziyi cümle âlemin gözüne gözüne, beynine beynine soktunuz! Dergilerinizle, gazetelerinizle, s’anal dünyanın iteklemesiyle ‘tecavüz’ anketleri düzenlediniz! (…)

N. Ç.’nin tecavüz davasını unuttunuz. N. Ç.’nin delik deşik ruhunu dağladınız utanmadan, yılışarak, ‘raiting chart’larını okşayarak, apış arasında dolaşan elleri teker teker sıvazlayarak…  12 yaşındaki N.Ç., 2003 yılında, aralarında çok sayıda kamu görevlilerinin de bulunduğu 33 [28] kişinin cinsel istismarına uğramıştı. Mardin’de. Cemil İpekçi’nin defile düzenlediği şehrimizde… ‘Cinsel istismar’ ne soğuk bir söz. Cansız. Bir erkeğin, heteroseksüel bir erkeğin bunu anlaması için bedenine, başka bir bedenin uzantısı girmeli! Zor kullanılarak… Rızası hilafına…

Bu da oldu işte! ‘Aşk’ öldü. “Seks” sanal ve kıymetsiz. Hukukun o meşhur terazisi ise mütecaviz ve yüreksiz.”

İşte o dava neticelendi, tüm Türkiye’nin konuştuğu (hep böyle olur zaten!), “mükemmel Türkçe”siyle de dikkat çeken, İranlı amatör bir illüzyonistin (“zihinbaz”mış kendi ifadesiyle) “yetenek”lerini sergilediği cafcaflı kumpanyanın dumanı tüttürülürken, biliyor muydunuz? O numaranın “original”ını sitelerine yükleyen haber kanallarının, yine o numaranın “sırrını” açık eden haberlerinin arasında “N. Ç.”nin davası kaynadı gitti. Bir akıl tutulmasıdır artık bu yaşanan, en okkalısından…

“N. Ç.” şimdi 19 yaşında. 7 yıl sonra “gerekçeli karar”da şunlar yazıyor, Aref’in gözbağcılığına kilitlenen Metin And’ı bilmez balık hafızalı ey halkım: “N.Ç.’nin rızası vardı, para kazanmak için yaptı”, “Her şeyin farkındaydı, zorla alıkonulmadı”, “Cebir ve baskı yok, isteseydi karşı koyabilirdi”

“Fiili livata”ya razı olan, rıza gösteren (?!) 12 yaşındaki N.Ç. şimdi 19 yaşında. Aref adlı bir “yetenek”in “kader”ini değiştirmesini nasıl da isterdi N. Ç. kardeşim!

“Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi, N.Ç.’ye bir kez tecavüz eden 13 sanığı, 15 yaşından küçük çocuğun ırzına geçtikleri gerekçesiyle, alt sınırdan 5 yıl hapisle cezalandırmıştı. Mahkeme, sanıkların cezalarından 6’da 1 oranında iyi hal indirimi yaparak, cezayı 4 yıl 2 aya düşürmüştü. Mahkeme, N.Ç.’ye birden çok defa tecavüz eden 11 sanığa ise 5 yıl 10 ay vermiş ve yine iyi hal indirimi ile cezayı 4 yıl 10 aya düşürmüştü. 18 yaşından küçük bir sanığa 3 yıl 2 ay ceza veren mahkeme, bir sanığı ise eyleminin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle 1 yıl 4 aya mahkum etmişti. Bütün sanıklara iyi hal indirimi uygulayan mahkeme N.Ç.’yi pazarlayan ve kendileri de fuhuş yapan T.T. ve E.A. isimli iki kadına ise alt sınırdan değil, alt sınırın 1 yıl üzerinde 6 yıl ceza vermiş, daha sonra bu cezayı suçun birden çok kez işlenmesi nedeniyle 9 yıla çıkarmıştı. Mahkeme bu iki kadına iyi hal indirimi de yapmamıştı.” (*gazete5.com)

Bir yanda 7 yıl önceki tecavüz travmasına rağmen hayata asılan, ne var ki son nefesini verene dek kolay kolay ruhundan, bedeninden kazıyamayacağı büyük tecavüz yarasıyla yaşamak zorunda kalan genç bir insan, bir yanda “reklamcı-şarkıcı-yapımcı” jürinin kâh ayağa kalkarak kâh oturarak alkış tuttuğu İranlı genç bir illüzyonist eliyle estirilen sun’i kasırga, bir yanda “dekolteliye tecavüz”e cevaz veren ilahiyat profesörü ve ona omuz veren muhafazakâr kesimin “kanaat önderi” Ali Bulaç, bir yanda da bu enfes “gündem” maddelerinden ateşli tartışma programları üreten “tematik” televizyon kanalları…

Yılların, estetik cerrahi marifetiyle bir türlü eskitemediği “süperstar”ı Ajda Pekkan, enteresan röportajlar vermeye gayret gösterdiği yıllarda şöyle demişti mealen: “Bir erkeğin beni elde etmesi için, beynimden iğfal etmesi gerekir.”

Bütün Türkiye’nin iğfal edildiği bir devri görmek de varmış KADERde, Sayın Pekkan!



Yorum bırakın